
Nereye sevdiğim benim, inandığım nereye,
Rüyaların yarasalar gibi uçuştuğu geceler içinden?
Dalgınlığımla hareketlerini seçemiyorum
Varlığının altın kafesini arıyorken ben.
Hangi dünyaları dolaştık ki bilmiyorum,
O nasıl bir adaydı, nasıl bir deniz?
Gök, bir söğüt dalı gibi eğilmişti sulara doğru,
Ve eğilmiştik hayata doğru o dal gibi ikimiz.
Kim ellerini alnımda gezdirirken o ten, ses ile
Bana kalbin musikisini verecek, haberi olmadan?
Geceyi avuçlarımda siyah bir gül gibi duyuyorum
Ve sen misin bilmiyorum bu gülü bırakan.
Nereye, ey gözyaşlarımın sıcaklığı,
Ki başka birisi yok beni duyan,
Rüyalar nereye gidiyor anlamıyorum;
Ve sen nereye gidiyorsun hatıralardan?
0 yorum:
Yorum Gönder